Ana içeriğe atla

En Güzel Yaz Rotaları / KAŞ


    
 Aslında bu konuyu yazarken çekinmiyor değilim. Çünkü Kaş zaten son zamanlarda eskiye nazaran daha popüler, Kaş'ın da Bodrum gibi harcanmasını hiç mi hiç istemem açıkçası. Ama bu güzellikten de mahrum kalınsın istemem. Ufak ufak gidin tamam mı, kasmasın sonra. :)
   Biz 2016 yazında Kaş'a gittik en son. Biz genel olarak yurtiçi tatillerde otele çok para verme taraftarı değiliz, bunun yerine temiz bir pansiyonda konaklayıp paramızı gezmeye ve yeme içmeye harcamaktan daha çok zevk alıyoruz. Çok güzel butik oteller de var. Neyse buna konaklama kısmında değineyim...

Ulaşım 🚙

   Biz Utku'yla arabalı seyahati genel olarak seviyoruz Yolluk sandiviçler, soğutucuya atılan meyveleri, yolda mola verip kahve içmeyi, önceden hazırladığımız playlist falan derken yolculuğu baya keyifli bir hale dönüştürüyoruz. Ben bi de "gece göremiyorum" diye naz yapıp direksiyonu yolun %90'ında Utku'ya kitledim mi ohhh misss :) ( Bu yazıdan sonra bir sonraki road trip benim için soldan vuran güneşle sol kolu yakmalı bir şöför eziyetine dönebilir. dönsün yaaa yeter ki tatil olsun :) )
   Araba dışında tabiki uçak, otobüs alternatifleri de var. Yalnız en önemli detay Kaş'a yakın olan havaalanı Antalya değil Dalaman. O yüzden Dalaman'a uçarak Kaş'a daha kolay ulaşabilirsiniz.

Konaklama 🔑

   Kaş 2 bölümden oluşuyor, Merkez ve Çukurbağ yarımadası. Eğer bizim gibi otele tıkılmayı sevmeyenlerden, geceyi uzatıp otele dönmek bilmeyenlerdenseniz merkezde kalıp fellik fellik Kaş'ı gezip istediğiniz saatte otele dönme özgürlüğüne sahip olabilirsiniz. Yada "kardeşim ben zaten bıkmışım insandan kalabalıktan biraz sessizlik ve deniz istiyorum" derseniz o zaman sizi Çukurbağ tarafına alalım. Gece eğlencesinden de mahrum kalmazsınız, gece geç saatlere kadar dolmuş var. Ama son dolmuş kaçta ona bi bakmak lazım. Kalabalıksanız taksi de tutabilirsiniz mesafe çok uzun değil.

Deniz - Kum - Güneş 🌅

   Kaş Bodrum gibi değil arkadaşlar. Denizi pistir, aman denizanası vardır falan diyebileceğim herhangi bir bölgesi yok. Deniz her yerde doldur bardağa iç kıvamında yani :) Çukurbağ'da ki otellerin genelde kendi plajları var, plajlarda kumsal aramayın ama. Bölge kayalık bir bölge olduğundan genelde iskele kurarak plaj oluşturmuşlar. Bunun dışında merkezde Küçükçakıl, Büyükçakıl ve Derya Beach en popülerlerinden. Sonu çakılla biten plajlar isimlerdeki yaratıcılığından da anlaşılacağı üzere çakıltaşlarından oluşuyor. :)
Kaputaş
   Birde eğer arabayla gittiyseniz yakın güzergahlarda Kaputaş'ı görmeden geçmeyin. Hani şu Turkey tanıtımında Ölüdeniz'den sonra en çok gösterilen deniz manzarası görseli var ya işte orası Kaputaş :) Otoyolun kenarından yaklaşık 29375096732 tane basamak inerek ulaşıyorsunuz. Şaka bi yana bir hayli basamak var ama dinlene dinlene çıkarsınız dönüşte yani, buna değer. Denizi genelde dalgalı, ama çok keyifli. Yüzmelik değil eğlenmelik bir deniz diyebiliriz :) Küçük bebekle gidiyorsanız ekstra dikkat gerektirebilir bu sebeple. Bebek için Patara daha uygun sanki. Patara Kaş'a Kaputaş'tan biraz daha uzak ama orası da çok güzel. Yani 3-5 kuruş benzinin de hesabını yapmayıverin :)

Yeme - İçme 😋

   Biz meraktan ilk gecemizde Üzümkızı'na gitmiştik. Mezeleri çok güzel, manzaralı küçük bir terası var. Balık da gayet iyiydi. Ne yedik hatırlamıyorum ama memnun ayrılmıştık :) Fiyat konusunda ününden ötürü diğer restaurantlara göre minik bi tık daha yüksek. ( Para söz konusu olunca unutmamama bir alkış. Bide bana çok para harcıyorsun derler. Cık cık...) :)
   2. Favorimiz Bahçe Balık oldu. bu da yine merkezde, hatta biz Üzümkızı'ndan daha memnun olduk burada. Ama tabi 2016 'dan bahsediyoruz, yazmadan önce adını hatırlayamadım diye birkaç siteden bakayım dedim sanırım ekip değişmiş son gidenler pek memnun değil gibiydi. Demek ki neymiş, bloglara inanıp körü körüne önerilen mekana gitmemeliymişsiniz. E bi bakıverin zomato ya tripadvisora falan canım. :)
3. Favorimiz Kaşık Mantı oldu. Biz Utku'yla tatilde hep "bugün de rakı içmeyelim ya" diyip gözümüzü rakımıza buz atarlarken açsak da, birkaç kez burada mantı yedik ve kesinlikle öneririz. Gerçekten çok temiz ve güzel bir mekan.

Eğlence ♫

kaş deli bakkal ile ilgili görsel sonucuArkadaşlar özellikle belirteyim cicişler gibi giyinip 3 kilo makyajla gece eğlenmesine çıkan kızlarımız burada aradıklarını bulamazlar. Burada herşey daha soft, eğlence mekanları pub kafasında, küçük ve samimi ortamlardan ibaret. Bangır bangır müziklermiş, Serdar'larmış, Demet'lermiş, gece ilerleyen saatlerde Ankara Havası'na dönen müzikler falan yok. İyiki de yok. İnsan ayırmak istemem ama buraya da bulaşmasınlar, mümkünse müzik bizi ayırsın bazı arkadaşlarla :) Genelde zaten küçük bir barlar sokağına sıralanmış küçük mekanlardan oluşan gece hayatında aman da şuraya gidin diyebileceğim özel bir mekan yok. Tek bir tavsiyem olacak, o da mükemmel ötesi damla sakızlı shot'ıyla Deli Bakkal Likörhanesi. Ne yerseniz yiyin, ne içerseniz için, geceyi burada bitirin. Pişman olmayacaksınız :)

 Dalgıçlar İçin...👌

   Dalış diyince Türkiye'de dalgıçların uğrak noktası ve harika dalış lokasyonlarıyla tabi ki 2 dalışçı olarak Kaş'da dalmamamız imkansızdı. Kaş'da da yine Bodrum gibi uçak dalışı olmazsa olmazlardan. Ama en güzeli dalış esnasında size buddylik yapan tek kişinin dalış buddyniz olmaması. Zira devamlı sağınızda solunuzda bir caretta görüyorsunuz. İlk caretta da Utku'yu sarstım, 2. de dürttüm, 3. den sonra "aman yine mi caretta bari bi baracuda çıksaydı önümüze" demeye başladım içimden. Su altı başka bir dünya arkadaşlar. Profesyonel olmasanız da her dalış merkezi gibi burada da discovery dalış yani keşif dalışı yapma imkanınız mevcut. Biz 2 gün boyunca  Nautilus Dive Center'la daldık. Gayet de güzel geçti, memnun kaldık. Öneririz. :)



Başka Ne Yapmalı?

    Kekova tekne turlarını aman diyim kaçırmayın. Öyle bildiğiniz bangır bangır müzikli bol apaçili turlardan değil. Tabi bunda Kaş'a gelen insan popülasyonunun da etkisi var mutlaka. Ama çok naif, müziksiz, eğlencesiz, püfür püfür esen ılık deniz rüzgarı ve uçsuz bucaksız mavi gerçekten huzurun tanımı gibi. Götürülen koylar kesinlikle inanılmaz güzel, yine çoğu yerde Caretta'larla yüzme şansını yakalıyorsunuz.
Bunun yanı sıra bir de Kaleköy diye bir köye gidiyorsunuz, bu köye sadece deniz yoluyla ulaşım sağlanabiliyor. Keçi sütünden yapılan dondurmaları ise enfes. Sakın yemeden dönmeyin.
Kaleköy
Meis Adası var bir de ama burnumuzun dibindeki adayı Yunanlara kaptırdğımız için varolan bir Schengen vizeniz olması gerekiyor. Olmadı kapı vizesiyle de gidebiliyorsunuz. Ben henüz gidip görmedim, ama görenler çok beğeniyor. Bu da aklınızda bulunsun.

İyi Seyahatler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Polonezköy'ün Polina'sı!

İstanbul'a bu kadar yakın bir lokasyon olmasına rağmen yeşilin her tonunu görebileceğiniz, çeşit çeşit restaurant ve kahvaltı seçenekleriyle Polonezköy'ün bir cennet olduğunu İstanbul'da yaşayan birçok kişi bilir. Ben size Polonezköy için başka bir öneriyle geleceğim. :) Gittiğimiz yerleri lezzetleriyle anılarımızda mühürlemeyi çok severiz. Bu nedenle de bir yere gitmeden önce nesi meşhur, nerede ne yenmeli kısmını genelde araştırmayı çok severim. Böyle bir araştırma sonucu Polina'yı öğrendik ve bir Polonezköy hafta sonu kahvaltısından sonra bir de şu Polina neymiş bi bakalım dedik.   Polina Polonezköy'de hem kahvaltıları, hem yemekleri hem de kendin pişir kendin ye için uygun olan butik bir mekan olsa da bizim gitme sebebimiz pastalarıydı. Pasta konusunda kendi ev yapımı pastalarını sundukları için farklarını burada ortaya koyuyorlar. En meşhur ve sevilen pastaları Karpatka. Karpatka aynı zamanda Polonya'nın geleneksel bir tatlısı. Sade ve meyveli seçe...

Sonunda Paris!

Paris! Başta inanılmaz önyargılı olup sırf meraktan giden, sonra görür görmez aşık olan, doyamayıp 7 ay sonra tekrar giden, sonra araya 3 sene alıp tekrar kavuşan birinin gözünden biraz Paris okuyacaksınız. Yıl 2014! Pegasus çılgın bir indirim yapmış, İtalya'dan kalma hazır Schengen varken Avrupa'da bi yerleri daha göreyim bari diye bilet bakıp "Neymiş bakalım bu Paris?" diye almıştım ilk Paris biletimi.  Gittiğim ilk gün telefonuma "Paris Metro" appini indirerek otelime yakın diye Champs Elysees'de ki noel pazarıyla gözümü açtım. O civarlarda geçirdiğim ilk günden sonra İstanbul'dayken arkadaş tavsiyesiyle ulaşıp plan yaptığım Paris için gerçekten inanılmaz bir rehber olan Aslı Ulusoy Panutti'yle sabah saatlerinde buluşarak devam eden 2 günümde harika bir Paris gezisi yapmıştım. Hep söylerim Paris'e aşık olmamda Paris'in büyüsü kadar muhteşem iletişimi, sanki rehberle değil de kuzeninle geziyormuşsun gibi bir hissiyat uy...

Turla Mı Gidelim Kendimiz Mi Gezelim?

     Her ne kadar son yıllarda yurtdışı seyahatler hayatımızda daha aktif rol alsa da birçok insan için hala Turla seyahat bağımlılığı vazgeçilemez bir durumda ve bireysel seyahatlerden hala korkuluyor. Peki turla mı, yoksa bireysel seyahat mi tercih etmeliyiz? Hangisi daha keyifli? Hangisi daha ekonomik? -----  Maliyet  -----    Maliyet açısından turla seyahat daha ekonomik gibi gelse de aslında işin iç yüzü öyle değil. Uçuş maliyetinden başlayalım mesela.     Turlarda sabit bir fiyat üzerinden satış yapılır ve aslında siz uçak biletlerinizi havayolu şirketlerinin erken dönem kampanyalarında alırsanız tursuz gittiğinizde yarı yarıya kar edebilirsiniz. Konaklama maliyetine gelecek olursak turla seyahat ettiğinizde genelde sizi tüm gün gezdirip akşam 18.00-19.00 gibi otele bırakırlar ve bu oteller şehir merkezine uzaktır. Siz eğer şehir merkezine gitmek için taksi tutarsanız kazıklanma riskiniz var, kazıklanmasanız bile döviz al...