Ana içeriğe atla

Turla Mı Gidelim Kendimiz Mi Gezelim?


    Her ne kadar son yıllarda yurtdışı seyahatler hayatımızda daha aktif rol alsa da birçok insan için hala Turla seyahat bağımlılığı vazgeçilemez bir durumda ve bireysel seyahatlerden hala korkuluyor. Peki turla mı, yoksa bireysel seyahat mi tercih etmeliyiz? Hangisi daha keyifli? Hangisi daha ekonomik?
-----  Maliyet  -----
   Maliyet açısından turla seyahat daha ekonomik gibi gelse de aslında işin iç yüzü öyle değil. Uçuş maliyetinden başlayalım mesela.
 
 
  • Turlarda sabit bir fiyat üzerinden satış yapılır ve aslında siz uçak biletlerinizi havayolu şirketlerinin erken dönem kampanyalarında alırsanız tursuz gittiğinizde yarı yarıya kar edebilirsiniz.
  • Konaklama maliyetine gelecek olursak turla seyahat ettiğinizde genelde sizi tüm gün gezdirip akşam 18.00-19.00 gibi otele bırakırlar ve bu oteller şehir merkezine uzaktır. Siz eğer şehir merkezine gitmek için taksi tutarsanız kazıklanma riskiniz var, kazıklanmasanız bile döviz almış başını gitmiş, trene bile binseniz ekstra bir masraf çıkar. Ama bireysel gezdiğinizde aynı fiyatlara daha mazbut oteller seçerek şehir merkezinde de konaklayabilirsiniz. Netice de otele sadece yatarken geleceksiniz.
  • Tur aldınız 2 kişilik, dediniz ki "aa kişi başı 500 Euro, bu paraya hayatta o kadar yeri gezemeyiz, çok ekonomik oldu". Hayır olmadı :) Çünkü aldığınız tura ekstra turların hiçbiri dahil değil ve oteliniz de merkeze uzakta. Tur şirketinin ekstra turlarına bakınca her birine katılmak istemeniz durumunda kişi başı yaklaşık 300 Euro para ödersiniz, he bazıları diyor ki hepsini alın indirimli olsun o zaman da en iyi ihtimalle kişi başı 250 eurodan 500 Euro da turlara harcadınız. :)
  • Hiçbir tur şirketi ekstra turlar dahil bir gezi planlamaz ve aslında en çok karı da burdan elde ederler. Tur size öyle bir pazarlanır ki sanki o ekstra tura katılmazsanız o şehri gezmemiş olacaksınız. Ama aslında öyle değil, siz o ekstra turlara katılmadan sadece müze giriş ücretlerini ödeyerek de birçok yeri gezebilirsiniz. Bu biraz da gitmeden önce araştırma yapmayı gerektiriyor aslında.Gideceğiniz tarihi yerlerin, müzelerin geçmişlerini okuduktan sonra tur rehberinin size anlatmasına çok da gerek yok. Tur sitelerine baktığınızda en ucuz ekstra gezi kişi başı 30-40 eurodan başlıyor, ama Avrupa'da hiçbir müze yada tarihi yerin girişi 30 Euro değil. Bölgeyi bilmiyor ve tek gezmekten korkuyorum diyebilirsiniz, yada "biri bana gerçekten o bölgeyi anlatmalı" diyebilirsiniz çok da haklısınız. Ama Bunun için bölgeyi iyi tanıyan ve işini severek yapan bir yerel rehberle anlaşarak çok daha keyifli bir tur geçirebilirsiniz.

        Şehre önyargılı olarak gitmeme rağmen ilk Paris deneyimimde Paris'e beni aşık eden, şehri, kültürünü, müzelerini, nerede ne yeneceğini öğreten, seyahate çıkmadan önce çeşitli alternatifler sunarak kişiye özel butik tur deneyimi yaşatan, sadece 2 gün geçirmeme rağmen ayrılırken gözyaşı döktüğüm harika ötesi insan Aslı Ulusoy Panutti'yi gözüm kapalı önerebilirim. İşini aşkla yapan insanlara bayıldığım için Aslı'ya da kesinlikle bayılıyorum! Paris'i Aslı'yla gezerseniz kesinlikle tekrar gelmek isteyeceksiniz. Merve demişti dersiniz. Kişisel web sitesi için tık tık!


    -----  Keyif  -----
    • Gideceğiniz tur eğer birden fazla şehir içeriyorsa mutlaka çok kısa süreli turlar tercih etmemeye özen gösterin çünkü o zaman gittiğiniz şehre dair birçok ayrıntıyı kaçıracak ve aslında o şehri yaşamadan geçeceksiniz. Eğer "benim derdim Pisa kulesinin önünde bi fotoğraf çekileyim instragramım şenlensin yeter" diyenlerdenseniz o ayrı. Özellikle birkaç ülkeyi gezdireceklerini vadeden o turlar genelde şehri size otobüsle gezdiriyor, koştura koştura bi iki müze görüyorsunuz, yemek yeseniz gezmeye vakit yok, gezseniz aç kalacaksınız diye diye yaptığınız seyahatten hiçbir şey anlamıyorsunuz. Dolayısı ile kişisel fikrim turla gidiyorsanız da çok fazla ülke yada şehir içermeyen bir tur tercih etmeniz yada turun süresini uzun tutmanız olacaktır. Ama ne olursa olsun her gün başka bir otele yerleşeceğiniz, her sabah erkenden yollara koyulacağınız, uykunuzun çoğunu otobüste alacağınızı unutmayın :)
    ----- Ne Yani Turla Seyahat Etmek Çok mu Kötü? -----
    Hayır. Elbette artıları da mevcut. Biraz da bunlardan bahsedeyim. :)
    • Yabancı diliniz yeterli değilse turla gezi sizin için çok rahat olacaktır çünkü hediyelik eşyacılarda bile dil kullanmaya ihtiyaç duymuyorsunuz.
    • Güvenli bir ülkeye gitmiyorsanız tur daha güvenli olabilir ( Mesela Hindistan)
    • Vaktiniz kısıtlı ise sizin için harika bir ön tanışma turu olacaktır. Örneğin, birçok tur şirketinde satılan Büyük İtalya turlarına baktığınızda size İtalya'nın birçok görülmesi gereken bölge ve şehrini kuzeyden güneye yada güneyden kuzeye gezdirirler. Gezilen alana baktığınızda kendi imkanlarınızla gittiğiniz zaman araba kiralayarak gezebilirsiniz ama bu sizin keyfi yolculuğunuz olacağı için hem yolda daha fazla vakit kaybetme ihtimaliniz var hem de araba kullanarak yorulma durumunuz söz konusu. Ama tabi benim İtalya'ya ayıracak 15-20 günüm var diyorsanız evet kendiniz arabayla gezerek çok da keyifli vakit geçirebilirsiniz. Ama yok ben 10 günde tüm İtalya'yı gezeyim diyorsanız o zaman tur sizin için daha az yorucu olacaktır.
        Dediğim gibi ön tanışma turu olarak tur paketleri büyük ölçekli gezilerde çok mantıklı. Örneğin ben İtalya'ya gitmeden önce en çok Venedik'i merak ederken artık biliyorum ki tekrar gidecek olursam kesinlikle tercihimi Floransa ve Roma'dan yana kullanırım çünkü en çok oraları sevdim. Tek tek gidiş dönüşlü şehir seyahatleri planlamak hem uzun bir vade alacak hem de daha masraflı olacağı için gideceğiniz bölgelerle ilgili fikir sahibi olmak açısından turla yolculuk gayet mantıklı.
    Ama özellikle 1 yada 2 şehir gezeceğiniz bir seyahat planlıyorsanız bence kendiniz gitmenizi öneririm. Çünkü geziyi yapmak kadar planlamak da çok zevkli birşey. Ben aylar önceden restaurant araştırırım mesela. Müzeler, tarihi yerler, alışveriş yapılacak yerler derken baya mesai harcarım ama  hep bu gezilerim daha keyifli gelir bana. Planlarıma uygun bir geziyi tamamladığımda ise bundan inanılmaz bir haz duyarım. Özellikle yalnız yurtdışı seyahatlerde inanılmaz güzel bir terapi oluyor. :)

    İkisinin de artılarını eksilerini yazdım, tercih sizin.
    Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgiler. :)

    Yorumlar

    Bu blogdaki popüler yayınlar

    Polonezköy'ün Polina'sı!

    İstanbul'a bu kadar yakın bir lokasyon olmasına rağmen yeşilin her tonunu görebileceğiniz, çeşit çeşit restaurant ve kahvaltı seçenekleriyle Polonezköy'ün bir cennet olduğunu İstanbul'da yaşayan birçok kişi bilir. Ben size Polonezköy için başka bir öneriyle geleceğim. :) Gittiğimiz yerleri lezzetleriyle anılarımızda mühürlemeyi çok severiz. Bu nedenle de bir yere gitmeden önce nesi meşhur, nerede ne yenmeli kısmını genelde araştırmayı çok severim. Böyle bir araştırma sonucu Polina'yı öğrendik ve bir Polonezköy hafta sonu kahvaltısından sonra bir de şu Polina neymiş bi bakalım dedik.   Polina Polonezköy'de hem kahvaltıları, hem yemekleri hem de kendin pişir kendin ye için uygun olan butik bir mekan olsa da bizim gitme sebebimiz pastalarıydı. Pasta konusunda kendi ev yapımı pastalarını sundukları için farklarını burada ortaya koyuyorlar. En meşhur ve sevilen pastaları Karpatka. Karpatka aynı zamanda Polonya'nın geleneksel bir tatlısı. Sade ve meyveli seçe...

    Sonunda Paris!

    Paris! Başta inanılmaz önyargılı olup sırf meraktan giden, sonra görür görmez aşık olan, doyamayıp 7 ay sonra tekrar giden, sonra araya 3 sene alıp tekrar kavuşan birinin gözünden biraz Paris okuyacaksınız. Yıl 2014! Pegasus çılgın bir indirim yapmış, İtalya'dan kalma hazır Schengen varken Avrupa'da bi yerleri daha göreyim bari diye bilet bakıp "Neymiş bakalım bu Paris?" diye almıştım ilk Paris biletimi.  Gittiğim ilk gün telefonuma "Paris Metro" appini indirerek otelime yakın diye Champs Elysees'de ki noel pazarıyla gözümü açtım. O civarlarda geçirdiğim ilk günden sonra İstanbul'dayken arkadaş tavsiyesiyle ulaşıp plan yaptığım Paris için gerçekten inanılmaz bir rehber olan Aslı Ulusoy Panutti'yle sabah saatlerinde buluşarak devam eden 2 günümde harika bir Paris gezisi yapmıştım. Hep söylerim Paris'e aşık olmamda Paris'in büyüsü kadar muhteşem iletişimi, sanki rehberle değil de kuzeninle geziyormuşsun gibi bir hissiyat uy...